Tarkan Kahya ile Tuğçe Akbaytogan’ın hazırladıkları bu kitap, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin uzun kurum tarihçesini, özellikle Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e geçiş dönemini ele alıyor. Müzecilik tarihimiz hakkındaki eserlerin büyük çoğunluğunun Osman Hamdi Bey’i yani İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin “kuruluş devrini” ele aldığı düşünüldüğünde, Osman Hamdi Bey sonrası müzenin tarihçesini kurumun arşivinden bazı belgelerle birlikte ele alan böyle çalışmanın ne kadar önemli olduğu son derece açıktır.
Bir Selef İki Halef adlı bu eserin ilk bölümünde, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin erken tarihçesi selefler-halefler kavramı etrafında irdelenip, müzenin bilinen kuruluş aşaması da anlatıldıktan sonra Osman Hamdi Bey’in ölümünün ardından müzenin başına geçen ve “Teşkilâtlanma Dönemi”ni inşa eden ve ağabeyinin sağ kolu, kardeş –aynı zamanda- selef olan Halil Edhem’in (Eldem) müzedeki çalışmaları inceleniyor.
Bu önemli çalışmanın, Osman Hamdi Bey ve kardeşinin İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin yönetiminden ayrılmasıyla başlayan “Halefler Dönemi'ni ele alan bölümde ise Halil Edhem Bey’den sonra halef olan ve kurumda teşkilâtlanmayı devam ettiren Aziz Ogan ile aslında Halil Bey’den sonra halef olması gerekirken İstanbul Üniversitesi’ne geçmeyi tercih eden Arif Müfid Mansel’in hayatları ve çalışmaları sözkonusu ediliyor.