Alanya ve çevresindeki kazı ve yüzey araştırmalarında yerleşimler, kaleler ve limanlarda Tunç Çağından itibaren tespit edilen kültür varlıkları, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Kilikya Ermeni Krallığı ve Osmanlı dönemi katmanları arkeolojik yöntemlerle incelenmiştir. Antik dönemde Korake-sion, Bizans’ta Kalon Oros adlarıyla anılan kent, 7. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar Pamphylia’nın piskoposluk listelerinde yer almıştır. Bu süreçte kırsal yerleşim dokusu içinde dini varlığını sürdüren Alanya’nın stratejik ve aynı zamanda liman olarak ticaret yolları üzerindeki konumu, kentin askeri savunma sistemini güçlü kılmayı gerektirmiştir. Alanya’nın çevresindeki küçük, korunaklı limanlar da Ortaçağ’da korsanların sığınmalarına olanak sağlamıştır.
Anadolu ile Avrupa arasında bağlantı kuran Alanya, özellikle 12. yüzyılda İtalyan Cumhuriyetleri Venedikliler, Cenevizliler ve Pisalıların Haçlı Seferlerini desteklemek üzere Levant’a yöneldiği ticari rotada mola verilen ve yiyecek ikmali yapılan limanlardan biri olmuştur. Alanya, Haçlıların Kudüs yolculuklarında Anadolu’yu geçerek izledikleri yol üzerinde görünmese de Toroslardan kıyıya inen yollarda, güvenliğin ve kontrolün sağlanması için garnizon kalelerin varlığına gereksinim duyulmuştur.
Alanya Selçuklu döneminde I. Alaeddin Keykubad’ın kışlık sarayı olarak yönetimin merkezi konumundadır; bu dönemde Alaeddin’e atıf yaparak Alâiye adını alan kent dönemin en önemli saray yapılarından birini barındırmıştır.
Akdeniz’in limanları arasında jeopolitik yapısıyla öne çıkan Alanya, Roma İmparatorluğu’nun yol ağı haritası Tabula Peutungeriana’dan katalan portolanlarına, 16. yüzyılda Piri Reis’in Kitâb-ı Bahriye’deki resimsel haritalarına, 17. yüzyılda Medici Lazara haritasına ve 18.-19. yüzyıllarda gezginlerin gravürlerine konu edilmiştir. Tarih boyunca yazılı ve görsel belgelerde yer verilmesi kentin her dönemde önemini gözler önüne sermektedir.
Yazarlar: Ali Akın Akyol Sema Doğan Osman Eravşar Nick Krabbenhoeft Scott Redford Ayşe Çaylak Türker Faruk Yılmazer